Ekonomi
Bakan Işıkhan, Mardin’i ziyaret etti

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, geldiği Mardin’de ilk olarak Mazıdağı ilçesine geçti. AK Parti Mazıdağı İlçe Başkanlığını ziyaret eden Bakan Işıkhan ve beraberindekiler, burada teşkilat üyeleriyle basına kapalı görüşme gerçekleştirdi. Mazıdağı ilçe merkezinde esnaf ziyaretinde bulunan Bakan Işıkhan, ardından Derik ilçesine geçti. Bakan Işıkhan, Derik ilçesinden olan AK Parti İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın ile çeşitli ziyaretlerde bulundu.
Bakan Işıkhan ilçe ziyaretlerinin ardından merkez Artuklu ilçesine geçerek yapımı tamamlanan ‘Millet Ormanı’nın açılışına katılacak.
Ekonomi
Son Dakika: Araç satışlarına kredi ayarı geldi! Son durum ne?

Milliyet.com.tr/ Araç piyasasında alınan önlemler al- satçıların piyasadan çekilmesine neden oldu. Piyasadaki son durumu milliyet.com.tr’ye anlatanİstanbul Motorlu Araç Satıcıları Derneği (İMAS) Başkanı Hayrettin Ertemel şu ifadeleri kullandı:
“Faiz oranlarında yapılan değişiklikler neticesinde buna paralel olarak taşıt kredisi oranlarında da artış söz konusu. Öte yandan temmuz ayında düzenlenen taşıt kredilerinde büyüme sınırı sebebiyle bankaların kredi verme iştahı geçmişe göre azalmış durumda.
Bu gibi nedenlerden dolayı içinde bulunduğumuz dönemde hem faiz oranları hem de krediye erişim noktasında özellikte taşıt kredisi alanında güçlükler yaşanmaktadır. Şu anda 48 ay vade ve 400 bin TL’ye kadar kullandırılacak bir kredide faiz oranı yüzde 70.
36 ay vadede 400 bin TL-800 bin TL arası kullandırılacak bir kredide faiz oranı yüzde 50.
24 ay vade ve 800 bin ile 1 milyon 200 bin arası kullandırılacak bir kredide faiz oranı yüzde 30 seviyelerindeyken, 12 ay vade ve 1 milyon 200 bin ile 2 milyon TL tutarında kullandırılacak bir kredide faiz oranı yüzde 20 seviyelerinde yer alıyor.
2 milyon TL tutarının üzerinde ise taşıtlar için bireysel kredi bulunmuyor.
KREDİ FAİZLERİNİN YÜKSELMESİ SIFIR VE İKİNCİ EL OTOMOBİL PİYASASINI NASIL ETKİLİYOR?
Reel kullanıcı açısından otomobil fiyatlarının artması finansmana olan ihtiyacı artırıyor. Kredi konusunda yaşanan güçlükler de bu doğrultuda talebi etkiliyor. Öte yandan yaşanan düşük talep sektörde faaliyet gösteren firmaları da etkiliyor. Önümüzdeki süreçte koşullar oluştuğunda bu konuda rahatlama sağlanacağı kanaatindeyiz.
ŞU AN FİYATLAR NE DURUMDA, PİYASADA DURGUNLUK VAR MI?
6+6 yönetmeliğinin etkisi, sıfır araçta bollaşma ve krediye erişim gibi sebepler dolayısı ile otomobil piyasasında durgunluk söz konusu. Geçmişte pandemi ve sıfır araçta arz sorunlarının yaşandığı koşullarda otomobil, yatırım ve çok karlı ticaret alanı olarak görülüyordu.
Bu sebeplerle talep oldukça yükselmiş olsa da bu koşullar altında yükselen talep, piyasa dengelerinin bozulmasına ve fiyatların olağan dışı yükselmesine sebep oldu.
Ticaret Bakanlığı’nın aldığı önemler ve sıfır araçta yaşanan bollaşma neticesinde bu sebepler ortadan kaldırıldı. Fiyat artışları durdu, olağan dışı fiyatlamaların önüne geçildi ve piyasa düzenini bozan uygulamalar engellendi.
‘AL-SATÇILAR SEKTÖRDEN EL ÇEKTİ’
Krediye erişimde yaşanan güçlükler ise reel kullanıcıları etkiledi. Şu an için talep düşük olsa da al-şatçı olarak tabir edilen kayıt dışı ticaret yapan kişilerin sektörden el çekmesi ve otomobilin yatırım cazibesini yitirmesi açısından bu sürecin oldukça önemli olduğunu düşünüyoruz.
Önümüzdeki süreçte, şartlar oluştuğunda, krediye erişimin rahatlamasıyla piyasamızın tekrar hareketleneceği ve bugün oluşturulan olumlu koşullar altında seyrine çok daha sağlıklı şekilde devam edeceği kanaatindeyiz.”
Ekonomi
Türk fındığı ihracat yolunda! Hedef 280 bin ton

Karadeniz’de ağustos ayında başlayan fındık hasadında sona gelindi. Mahsulünü toplayan üreticilerin bir kısmı harmanlarda kuruttuğu ürünlerini çuvala koyarak tüccarın kapısını çalarken, kimisi fiyatların 100 liranın üzerine çıkacağını tahmin ederek evlerinde ve depolarında fındıklarını bekletmeye aldı. Fındığın pazara inmemesi 1 Eylül’de başlayan ihracat sezonuna da yansıdı. KFMİB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dursun Oğuz Gürsoy, ihracat sezonunda 17 günlük sürede 11 bin 114 ton iç fındık ihracatı yapıldığını ve bu ihracat karşılığında ülkeye 66 milyon 635 bin dolar girişinin olduğunu söyledi. İhraç edilen fındığın 6 bin 726 tonunun bir önceki yıla ait ürün olduğunu belirten Gürsoy, bir önceki yıla göre aynı dönemde ihracatta bin ton civarında düşüş görüldüğünü ifade etti. Gürsoy, 2023-2024 ihracat sezonunda ise 275 ile 280 bin ton civarında iç fındık ihracatı gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini açıkladı.
GEÇEN SEZON 298 BİN 557 TON İÇ FINDIK İHRAÇ EDİLDİ
Gürsoy, 2022-2023 sezonunda bir önceki yıla göre ihracatta miktar olarak yüzde 12,23 düşüş yaşandığını kaydederek, “1 Eylül 2022-31 Ağustos 2023 tarihleri arasında Türkiye 298 bin 557 ton iç fındık ihraç etti. Bunun karşılığında 1 milyar 795 milyon 189 bin 783 dolar döviz elde etti. Bunu geçen ihracat dönemi ile karşılaştırdığımız zaman yaklaşık olarak miktar bazında yüzde 12,23; dolar bazında da yüzde 9,61 bir azalış var. Bunun en büyük nedenlerinden bir tanesi; özellik ile ocak-mayıs ayları arasında dövizin sabit kalışı ve Türkiye’deki imalat maliyetlerinin artışı dolayısı ile fındık fiyatları belirli bir seviyeye çıkması. Bu nedenle biz diğer ülkeler karşısında rekabet edemedik. Özellikle Azerbaycan, Gürcistan, Amerika ve İtalya’daki fındıklar 5 ay içerisinde satıldı ve yeni sezona fındık devri yapmadılar. Tek devir Türkiye’nin elinde kaldı. Onun için 2021-2022 sezonunda 340 bin ton civarında bir fındık ihraç etmiştik. Yani fındık ihracatı bu sezon yaklaşık 41 bin ton civarında bir azalış ile kapandı” diye konuştu.
‘ÜRETİCİ, ÜRETİCİDEN FINDIK ALIR HALE GELDİ’
Bazı üreticilerin diğer üreticilerden fındık satın almaya başladığını söyleyen Gürsoy, “Fındık hala köyde. Üretici, üreticiden mal alır hale geldi. Spekülatif bir davranış içerisine girildi ve fındık fiyatları 70-72 liralardan şu anda 95 ile 100 lira arasında bir seviyeye kadar çıktı. Bu üretici anlamında sevinilecek bir olay. Ama şu var; eğer bir malı yok satmaya başladığınız zaman bu sefer bundan rakipleriniz yararlanır. Nitekim Türk fındığı artık bundan böyle 8 doların üzerinde satılması gerekiyor. Ama 6,5 ile 7 dolar civarında diğer ülkelerden fındık satışları var. Bu şunu gösteriyor; eğer bu şartlar devam ederse, önümüzdeki günlerde fındık ihracatımız bundan olumsuz etkilenebilir” ifadelerinde bulundu.
‘MİKTARIN AZ OLMASI BİZİM PAZAR KAYBETMEMİZ DEMEK’
Bu sezon yaklaşık 280 bin ton iç fındık ihracatı gerçekleştirilmesinin hedeflendiğini ifade eden Gürsoy, şöyle konuştu:
“1 Eylül-17 Eylül 2023 arasında 11 bin 114 ton fındık ihraç edilmiş, ancak bunun 6 bin 726 tonu 2022 mahsulü. Yani yeni fındık yaklaşık olarak 4 bin küsur fındık ihraç etmişiz. Dolar bazında da 66 milyon 635 bin dolar getirmişiz. Bunu geçen seneki aynı dönem ile mukayese ettiğimiz zaman geçen sene aynı dönemde 12 bin 283 ton fındık ihraç edilmiş, 64 milyon 359 bin dolar bir para getirilmiş yurt dışından. İlk etapta dramatik bir fark yok. Bin ton civarında bir azalış var gibi görünüyor. Ancak netice itibari ile daha sezonun başındayız. İlk yapılan ihracatların büyük bir kısmı eski fındık ihracatları ve ucuz kontratlar. Dolayısı ile ileride talebin gelişmesine göre bu şartlar değişebilir. 2023-2024 ihracat sezonunda 275 ile 280 bin ton civarında iç fındık ihracatı gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu dolar bazında fiyatlara bağlı olarak değişebilir. Belki 280 bin ton fındık ihracatı geçen sene yapılan 298 bin ton fındık ihracatından daha fazla bir döviz getirebilir. Çünkü fiyatlar yüksek. Miktarın az olması bizim pazar kaybetmemiz demek. Biz bunu 2014 yılındaki zirai don afetinde yaşadık. İhracat 217 bin tonlara düşmüştü.”
‘TÜRK FINDIĞI TEHDİT ALTINDA’
Türk fındığını tehdit eden faktörlere de değinen Gürsoy şöyle devam etti: “Bugün Türkiye’nin dışında dünyada artık 400-450 bin ton fındık üretiliyor. Şili, Amerika, İtalya, İspanya, Azerbaycan, Gürcistan hatta Çin’in yanı sıra Avustralya’da da denemeye başladılar. Yani bu ülkelerin 2030 hedefleri 600- 650 bin ton fındık üretimi sağlamak. Eğer bu hedefe yurt dışındaki firmalar erişir ise fındık üretiminde bizim dünyadaki fonksiyonumuz yüzde 50’ye düşüyor. Bu tehlikeli bir davranış ve en büyük tehditlerden bir tanesi. Bizim en büyük dezavantajımız birim maliyetimiz çok yüksek. Dönümden aldığımız verim 100 kilo civarında. Hatta bazı yerlerde bunun altında. Bunun yanı sıra enflasyonist bir ekonomi olduğu için devamlı gübre, ilaç, işçilik gibi çeşitli ücretler anormal derecede yükseliyor. Dolayısı ile biz rekabet gücünü kaybediyoruz. Bugün Amerikalı bir üretici 1,25 dolara mal ederken fındığını, biz 2,5 doların üzerinde mal ediyoruz. Bizim bölgelerde kar-maliyet analizi yaptı zaman yani fındık cazibesini kaybetmiş durumda. Mutlaka bizim farklı tedbirler almamız lazım.” (DHA)
Ekonomi
Tarla ve mera kavgalarını sonlandıracak uygulama! Yatırım için büyük avantaj

Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökmen Kantar, proje ile sınırların netleşeceğini, mera, tarla kavgalarının sona ereceğini belirterek, “Toplumsal huzura katkı sağladığı gibi yatırımcı açısından da yatırım alanlarının sahadaki analizini ve yatırımcının doğru yatırım yapması da büyük katkı sağlayacaktır” dedi.
İçişleri Bakanlığı, Türkiye’nin mülki idari sınırlarının netleştirilmesi ve dijital veri tabanının oluşturulması amacıyla 2018’de başlattığı MİDAS’ın ilk aşamasını tamamladı. Trakya bölgesinde başlayan çalışma kapsamında Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ’daki tüm kaymakamlık ve valiliklerin arşivleri incelendi. İdari sınırlara ilişkin evrakların tamamı taramadan geçirilip, köylerin ve meraların idari sınırları netleştirildi. Sahaya çıkan ekipler, eldeki dokümanlar ile arazideki durumu karşılaştırdı. Köylerin ve meraların idari sınırların netleştirilmesinin ardından, yeni koordinatlar elektronik ortama taşınıyor ve tescil ediliyor.
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökmen Kantar, projenin sağladığı kolaylıklarla kamusal hizmetin daha iyi bir şekilde yapılmasının önünü açacağını ve ülkeye büyük ölçüde fayda sağlayacağını söyledi. Kantar, “Bu projenin getirisi olarak ülke genelinde özellikle yerel ve merkezi hızlı ve daha doğrudan tek bir e-devlet yapısı içerisinde yerel ve merkezi kurumların entegre olabileceği bir sistemi hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bu noktada özellikle Türkiye’deki il, ilçe köy ve mahallelerdeki sınır anlaşmazlıkları bunlardan çıkan uyuşmazlıklar ve hukuki süreçlerin uzun bürokratik süreçlerinde MİDAS projesi sayesinde önüne geçilerek Türkiye’deki yatırımların ve kamu hizmetlerinin verilmesinin önü açılacak” dedi.
‘HUKUKİ SÜREÇLERİN ÖNÜNE GEÇİYOR’
Doç. Dr. Kantar, projenin tamamlanmasıyla anlaşmazlıkların ortadan kalkması gibi bir özelliği olduğunu belirterek, “Türkiye’de mülkü idare sınırları illerde, ilçelerde, köylerde ve mahallelerde bilindiği gibi Osmanlı döneminden bu yana yapılan mülki idare sınırlamalarıyla ortaya çıkmıştı. Bu sınırlama çalışmalarında ortaya çıkan karışıklıklar da ne yazık ki toplumsal alana sirayet etmiş, kurumların dışında vatandaşların da birbirleriyle olan anlaşmazlıklarına, uyuşmazlıklarına sebep vermişti. Hatta bizim Türk sinemasında güzel de bir film vardır. Yeşil Vadi kimin? Yeşil Vadi aslında MİDAS projesi ile hepimizin olduğu ortaya çıkıyor ve bu anlaşmazlıkları da hem hukuki süreçlerin önüne geçiyor. Hem de coğrafi ve konumlama sistemlerini harita üretim teknikleriyle beraber tek elden vatandaşın ulaşabileceği bir sistem sayesinde de netliğe kavuşturarak bu anlaşmazlıklarda ortadan kaldırıyor. Özellikle merkezi ve idare noktada mülki sınırların belirlenmesi, belediye sınırlarını tespiti noktasındaki belediye sınırlarının yönetimi buradaki sınırların belirlenmesi ve çözümü noktasında birçok anlaşmazlığı ortadan kaldırıyor” diye konuştu.
‘TARLA, MERA KAVGALARI SONA ERECEK’
Projeyle ilgili belediye ve yerel yönetimlerin sorumlulukları olduğunu söyleyen Kantar, “Bu sorumluluklar özellikle belediyeler ve muhtarlar burada halkı bilinçlendirerek MİDAS projesi hakkında bilgilendirerek sisteme entegre olmasını sağlayacaklar. Bu sayede belediye ve yerel yönetimlerde kendi sorumluluklarının birçoğunda veya vatandaşa vereceği cevaplardan karışıklıklar nedeniyle ortaya çıkan sorunlardan da kurtulmuş olacak. MİDAS coğrafi mülki idari sınırların güncellenmesi ve sayısallaştırması noktasında ortaya koymuş olduğu netlikle de bu problemlerin çözümüne direkt ışık tutacaktır. Bilindiği gibi köylerde, Anadolu’da olsun özellikle bazı bölgelerde arazi, mera kavgaları bu anlaşmazlıklardan ortaya çıkıyor. Bu anlaşmazlıklarda aslında temel kaynağı özellikle mülki idarelerdeki belirlenen sınır uyuşmazlıklarından kaynaklanıyor. Şimdi sınırlar netliği kavuştuğu zaman sadece sınırların envanteri değil, oradaki nüfus yoğunluğu alanın yüz ölçümü, bunlar da netliğe kavuştuğu için bu kişiler arası uzun mahkeme süreçlerinden veya anlaşmazlıklardan ortaya çıkan Türkiye’de bir gelenek haline dönüşmüş tarla mera kavgalarda sona ermiş olacak” ifadelerini kullandı.
‘YATIRIMA KATKI SAĞLAYACAK’
Doç. Dr. Gökmen Kantar, MİDAS’ın ülkedeki yatırımlara da katkı sağlayacağını belirterek, “Özellikle Trakya bölgemizin pilot bölge olarak seçilmesi hem coğrafi uygunluğu, hem coğrafi kolaylığı açısından bu işleri bütün Türkiye’de örnek bir proje olarak halkımız tarafından anlaşılmasına katkı sağlayacak. Diğer bir yandan da yerel ve merkezi yönetimlerin de sisteme entegre olmasını sağlarken Türkiye’nin 2015/2018 yılındaki almış olduğu eylem planlarının 2016-2019 yılındaki yine e-devlet eylem planlarına stratejilerine uygun olarak Türkiye’nin bir coğrafi bilgi sisteminde ortaya çıkmasına imkan sağlayacak. Bu imkan da özellikle Türkiye’deki anlaşmazlıkları, kurumlar arası anlaşmazlıkları, il, ilçe, köy ve mahallelerde kişiler arası anlaşmazlıklar ortadan kaldıracak. Yatırımın en önemli geri dönüşümü şudur; yatırımda bir bölgenin potansiyelinin coğrafi konumlarının ve sınırlarının bilinmesi lazım ki yatırımcı oraya gelsin. Ve kişilerin dışında bu sınır anlaşmazlıklarından ortaya çıkan uzun süre bürokratik engellerden ortaya çıkan yatırım engellemeleri de ortadan kalkacak. O zaman bu yatırım alanları da açar ki, mülkü idare sınırlarının sayısallaşması ve güncelleşmesi açısından yatırımların, yatırımcının uzun bürokratik mevzuat noktasında engellenmesinin önüne geçecek. Toplumsal alanda, toplumsal huzura katkı sağladığı gibi yatırımcı açısından da yatırım alanlarının sahadaki analizini ve yatırımcının doğru yatırım yapması da büyük katkı sağlayacaktır” dedi.
-
Teknoloji5 sene önce
Eset Lisans Anahtarları Güncel Liste Yenilendi
-
Saç Bakımı5 sene önce
Saç açıcı ile saçlar nasıl açılır?
-
Saç Bakımı5 sene önce
Saç Boyası Seçiminde Nelere Dikkat Etmeli?
-
Saç Bakımı5 sene önce
Küllü Kumral Saç Rengi Seçimi
-
Hayvan Hastalıkları5 sene önce
Hayvanlarda zehirlenmeler, belirtileri ve tedavi yöntemleri
-
Saç Bakımı5 sene önce
Saç Boyaları Hakkında Bilgiler ve Boya Seçimi
-
Hayvan Hastalıkları4 sene önce
İneklerde doğum sonrası iştahsızlık nedenleri
-
Büyükbaş Hayvancılık5 sene önce
Buzağı Besleme: ikişerli grup halinde barındırmanın önemi