Cilt Bakımı ve Güzellik
Göz altındaki morluklar kader değil! Tembel damarları çalıştırarak tedavi ediyor

Bilimsel araştırmalar, kaygı, endişe ve stresin çeşitli cilt sorunlarına kapı araladığını gösteriyor. Pandemi ile giderek yaygınlaşan evden çalışma modeli, bilgisayar karşısında geçirilen süre ve stres seviyesindeki artışa bağlı olarak göz altı morlukları şikayetlerini artırdı. Genetik faktörlerin yanı sıra, uykusuzluk, aşırı stres, düzensiz beslenme ve yaş almanın da tetiklediği göz altı morlukları, evden çalışanların kabusu haline dönüştü.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Göz altı morlukları yalnızca bir cilt problemi olarak değerlendirilmemeli. Bu sorun bir semptom olarak vücudun genetik ve çevresel faktörlerden kötü etkilendiğine, saman nezlesi, rinit ve konjonktivit gibi alerjik reaksiyonlara işaret olabilir. Mor halkalar, genetik bir rahatsızlık olarak da ortaya çıkabilir. Mor halkaları kozmetik ürünlerle geçici olarak kapatılabilirsiniz ama bu semptomların dikkate alınmaması bütünsel sağlık açısından sakıncalı” dedi.
Genetik olsa bile tedavi ediliyor
Göz altı morluklarının başlıca sebebi yaşın ilerlemesi olarak gösterilse de genetik ve çevresel faktörlerin etkisiyle her yaşta görülebiliyor. Sağlıksız beslenmenin yanı sıra protein, demir, C vitamini gibi eksikliklerin mor halkaların oluşmasına zemin hazırladığını kaydeden Hande Ulusal, tedavi sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
Tembel damarlar harekete geçiriliyor
Eyelit tedavisinin göz altında morluklar oluşmasına neden olan tembel damarları aktif hale getirerek bölgedeki kan dolaşımını hızlandırdığına değinen Dermatoloji Uzmanı Dr. Hande Ulusal, “Haftada bir olmak üzere 7 seansta uygulanan bu tedavi yöntemi, bölgede yeni kılcal damarlar örülmesini sağlıyor. Morluğun büyüklüğüne ve direncine göre seans sayıları artabiliyor. Mor halkaların oluşmasına neden olan stres, sağlıksız beslenme, uykusuzluk, aşırı alkol ve sigara tüketiminden uzak durulduğunda tedavi daha kalıcı sonuçlar veriyor” diye konuştu.
Cilt Bakımı ve Güzellik
Facelift bütün kırışıklıkları ortadan kaldırır mı?

Facelift hangi durumlarda tercih edilir?
Yaşa bağlı olarak ya da doğumsal özelliklerimizden dolayı yüzümüzün belli noktalarında sarkmalar oluşabilir. Ve yahut da yüzdeki yumuşak doku hacminin yüze dağılımıyla ilgili problemler olması durumunda yaptığımız işlemlerdir facelift. Bu volümün yüze daha doğru bir şekilde dağıtılmasını sağlayan, bununla birlikte sarkıklıkların da alınmasını sağlayan ameliyatlar grubuna facelift diyoruz. Eskiden yüz germe ameliyatı olarak adlandırılırken facelift artık günümüzde daha çok hacmin doğru şekilde dağıtılmasını sağlayan işlemler olarak düşünülebilir.
Peki, facelift bütün kırışıklıkları ortadan kaldırır mı?
Facelift, her zaman için tüm kırışıklıkları ortadan kaldıracak diye bir kural yok. Özellikle ince kırışıklıklar, göz çevresinde gülme ile oluşan, kaş çatma ile oluşan, alın çizgilerinde gördüğümüz kırışıklıklar ve dudak çevresindeki dikey kırışıklıklar facelift ameliyatı ile çok fazla iyileşmeyebilirler. Ama bu buradaki olaya bakış açımız bizim şu; facelift burada ana işlem, temel yaptığımız iş yüz germe. Bu ne yapıyor? Yüze genel bir gençlik veriyor; üç boyutlu olarak, volümetrik olarak, hacimsel olarak. Yüzün gençlik topografisine yeniden kavuşmasını sağlıyor. Bunun üzerinde biz bu çadırı inşa ettikten sonra, çadırın birinin üzerindeki ince kırışıklıklar, lekeler, vesairelerde facelift ile birlikte veya faceliftten sonra yapılan bir takım ek işlemlerle (botoks gibi, lazer gibi, dolgular ya da yağ enjeksiyonları gibi) ortadan kaldırılıyor. Bu yola çıkan bir kişi mümkünse sadece yüz germe cerrahisi değil, yüz germe ve sonrasında göreceği dolgu, botoks ve lazer gibi bir takım tamamlayıcı tedavilerle de birlikte ilerlediği takdirde sonucun iyinin de ötesinde, mükemmel seviyesini çıkacağını bilerek yola çıkmalı.
Dolguyu facelift’ten önce mi, sonra mı yapmalı?
Dolguyu faceliftten sonra yapmak lazım çünkü dolgu gerektiren problem büyük bir ihtimalle zaten yüz germeden sonra çözülecektir. Ameliyatta çözülmeyen ufak tefek problemler için dolguyu ameliyat sonrası şişlikler indikten sonra kullanmak daha mantıklı bir seçim olur.
Peki, faceliftten sonra dolgu hangi durumlarda uygulanır?
Dolgu uygulaması yüz germe işleminden sonra pek çok noktada bizim işimizi kolaylaştıran ufak tefek problemleri çözmekte bize yardımcı olan ve sonuçlarımızı iyiden daha da iyiye taşımaya yardımcı olan uygulamalardır. Örneğin bir hastanın yüzüne güzel bir facelift ameliyatı yaptıktan sonra zayıf dudakları dolguyla güçlendirmek o ameliyatın etkisini artıracaktır. Faceliftin etkisinin çok yeterli olmadığı ince kırışıklıklarda da yine dolgulardan faydalanmaksonucu daha öteye götürür.
Dolgu uygulamalarının süresi ne kadardır?
Dolgu uygulamalarının etki süresi iki temel faktöre bağlıdır. Bunlardan birincisi dolguyu uyguladığımız bölge, ikincisi de uygulanan dolgunun türü. Dolguyu uyguladığımız bölgede kan dolaşımı ne kadar fazla ve hızlı ise o dolgu oradan o kadar çabuk eriyecektir. Buna en iyi örnek dudaktır, genelde yüz dolguları içerisinde en çabuk eriyen dolgular dudak dolgularıdır. İkinci faktör ise yapılan dolgunun tipi; genellikle daha yoğun özellikle kemik üstüne yaptığımız, daha derin dokuya yaptığımız dolgular daha uzun süre kalıcı olmayı eğilimindedir ve daha yumuşak kıvamlı daha akıcı dolgular ve çapraz bağlı olmayan dolgular daha erken dönemde erimeye meyillidir. Ortalama bir süre vermek gerekirse dolguların ömrü 8 ila 12-14 ay arasıdır. Bu söylediklerim hyalüranik asit dolgular için geçerli. Bazı bölgelerde; özellikle gözaltı gibi bazı bölgelerde bu süre 2 yıla kadar uzayabilir.
Dolgu ile botoksun farkı nedir?
Dolgu ve botoks birbirinden tamamen farklı ürünler. Dolguların amacı bir yere volüm vermek, bir yeri doldurmak. Örneğin dudağın içerisine bir miktar dolgu yapılırsa o dudak büyür. Botoks ise bir ilaçtır ve bu ilaç yapıldığı yerdeki kasların kasılmasını engeller. Yani sinir uyarısı gelmesine rağmen o kas kasılamaz. Kasılamadığı zaman da o kasın kasılmasına bağlı oluşan kırışıklıklar oluşamaz. Bunun en güzel örneği kazayağı bölgesi, kaş arası ve alın çizgileridir. Bu bölgelerimize botoks yaptığınız zaman hasta oradaki kasını daha fazla kullanılmadığı için kırışıklık oluşmaz. Botoksun etki süresi aşağı yukarı 4 ay kadarken, dolguların etki süresi yerine göre 6 ay, 8 ay, 1 yıl, 2 yıla kadar uzanabilir.
Cilt Bakımı ve Güzellik
Körlüğe neden olabilir! Dolgu uygulamasında ultrason kullanımının 3 faydası

Estetik dermatolojide en sık uygulanan işlemlerin başında emilebilir dolgular geliyor. Dolgu işleminin kişilerin sağlığını riske etmeden uzman hekimler tarafından yapılması gerektiğinin altını çizen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Nihat Mustafayev, “Güvenli uygulamalar estetik sürecinin en önemli basamağıdır. Hiç kimse güzelleşmek uğruna sağlığını kaybetmek istemez. Dolayısıyla dolgu gibi popüler ama bir o kadar da riskli bir işlemin uzman hekimlerce yapılması çok önemli. Aksi takdirde körlükten cilt nekrozuna kadar pek çok sağlık sorunuyla karşılaşmak mümkün hale gelir” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Estetik dermatolojide yeni tedavi
Dr. Nihat Mustafayev, “Yayınlanan son makaleler ve kılavuzlar doğrultusunda şunu söyleyebiliriz; deriye ve alttaki dokuya gelebilecek olası hasarı en aza indirmek için hyalüronik asit dolgu maddeleriyle dolgu işlemini gerçekleştirmek çok önemli. Çünkü hyalüronik asit dolgu maddeleri, komplikasyon durumunda çözülebilir olma avantajına sahiptir. Ancak daha da önemlisi, dolgu uygulamasının yapılması ya da komplikasyona neden olan dolgunun vücuttan atılmasını sağlamak amacıyla uygulanan ultrason yöntemidir. Bu bir tedavi biçimi olarak literatürde yer alıyor ve Amerika başta olmak üzere dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde prosedür olarak uygulanıyor. Ülkemizde ise yeni bir uygulama olarak kabul ediliyor ve yaygınlaşması için eğitimler veriliyor.. Ultrason destekli dolgu sayesinde dolgunun yapılacağı bölgenin uygun olup olmadığı hatta daha önce yapılan dolgunun derideki yerinin belirlenmesi sağlanabiliyor” diye konuştu.
Dolgu uygulamasında en büyük risk: Damar içi enjeksiyon
Dr. Nihat Mustafayev, dolgu uygulamasında ultrason kullanımı özellikle üç faydasını şöyle sıraladı:
– Dolguyu görselleştirmek: Bazen dolgu maddesi aslında olması gereken alandan, istenmeyen bir bölgeye hareket edebilir. Ultrason sayesinde dolgunun nerede olduğunu görme imkanı elde edebiliyoruz.
– Damar içi enjeksiyonları önlemek: Enjeksiyon yaparken en büyük risk damar içine girmektir. Bu durum istenmeyen sonuçlara yol açabilir; mesela körlük, cilt nekrozu gibi. Bunlar çok nadir karşılaşılan fakat çok tehlikeli komplikasyonlardır. Biz bunlari ultrason altında damarları görselleştirerek önleyebilmekteyiz.
– Komplikasyonu yönetmek: Örneğin, dolgu sonucu ortaya çıkan iltihaplanma (gronülom) varsa, bir dolgu düzgün şekilde enjekte edilmemişse veya damar içine enjekte edilmişse, ultrasonu bu komplikasyonları tedavi etmek için bir kılavuz olarak kullanabiliyoruz. Dolgunun nerede olduğunu görebiliyoruz ve doğru noktaya müdahale ederek tedaviyi gerçekleştirebiliyoruz.
Dr. Nihat Mustafayev, “Ülkemizde yeni bir uygulama olan bu sistemin yaygınlaşması ve estetik kliniklerinin de kesin protokollere bağlanarak bu işlemleri gerçekleştirmeleri toplum sağlığı açısından önemlidir. Ayrıca ultrason altında yapılan dolgu işlemlerinde neyin görselleştirmesi, neyin ölçülmesi ve nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bizler teorik ve pratikteki bilgilerimizi diğer hekimlerimize aktaracak, öğrenme sürecini de destekleyeceğiz” diyerek sözlerini tamamladı.
Cilt Bakımı ve Güzellik
Yumuşacık yapıp güzelleştiren zencefil ve zeytinyağlı ayak balmı tarifi

Zencefilin iltihap ve ağrı giderici özellikleri, zeytinyağı ile birleştiğinde şişmiş ayakların etkilerini tersine çevirmek için mükemmel olduğunu belirten Güzellik Koçu Meltem Demir, tarif için sadece 100 gr taze zencefil kökü ile 1 su bardağı zeytinyağına ihtiyaç duyulduğunu aktardı.
‘Bir gece beklemeli’
Zencefilin kabuğunu çıkarıp birkaç parçaya bölünmesi gerektiğini aktaran Demir, tarifin yapımı için şunları söyledi:
Masaj yaparak yedirin
Ertesi sabah bir süzgeçle süzülerek ve elde edilen sıvının cilt tarafından emilene kadar dairesel hareketlerle ayaklara masaj yapılması önerisinde bulunan Demir, “Bu şekilde ayaklarınızın şişkinliğini indirebilir ve güzel ayaklara sahip olabilirsiniz” diye konuştu.
-
Teknoloji4 sene önce
Eset Lisans Anahtarları Güncel Liste Yenilendi
-
Saç Bakımı4 sene önce
Saç açıcı ile saçlar nasıl açılır?
-
Saç Bakımı4 sene önce
Saç Boyası Seçiminde Nelere Dikkat Etmeli?
-
Saç Bakımı4 sene önce
Küllü Kumral Saç Rengi Seçimi
-
Hayvan Hastalıkları4 sene önce
Hayvanlarda zehirlenmeler, belirtileri ve tedavi yöntemleri
-
Saç Bakımı4 sene önce
Saç Boyaları Hakkında Bilgiler ve Boya Seçimi
-
Hayvan Hastalıkları3 sene önce
İneklerde doğum sonrası iştahsızlık nedenleri
-
Büyükbaş Hayvancılık4 sene önce
Buzağı Besleme: ikişerli grup halinde barındırmanın önemi