Connect with us

Teknoloji

Bilimsel Araştırmalar İnsanların En Fazla Kaç Yıl Yaşayabileceğini Cevapladı

insan ömrü

insan ömrü ne kadar uzun olabilir?

insan ömrü en fazla ne kadar uzatılabileceği, bilimin üzerinde uğraştığı en büyük sorulardan biri. Ölümsüzlük ihtimalinin bile ortaya atıldığı insan ömrü konusunda, sonunda net bir cevaba ulaşmış olabiliriz.

Ölümsüz olma veya yüzlerce yıl yaşama konusundaki takıntılarımız hepimizin malumu. İnsanlığın en büyük hayallerinden biri olan bu durum, mevcut teknolojimizle hala başarılamamış durumda; fakat gelecekte neler olabileceğini kestirmek mümkün görünüyor.



İnsan ömrü içi maksimum süresiyi hesaplamak pek kolay değil. Nitekim yaşam süresi, ülkeden ülkeye bile değişiyor; yani çevresel ve teknolojik koşullardan fazlasıyla etkileniyor. Örneğin ortalama yaşam süresinin alt sıralarında neredeyse tamamen Afrika ülkeleri bulunuyor.

Angola’da ortalama 52 seneyken, Somali’de 55, Afganistan’da ise 60. Listenin tepesinde ise 84 sene ile Japonya var. Onu takip eden ülkeler 83.4 ile İsviçre, 83.1 ile Singapur, 82.8 ile Avustralya ve İspanya. Türkiye ise 75.8 ile 58. sırada bulunuyor.

Advertisement

Bu istatistiklere göre 2018 itibariyle dünya genelinde ortalama yaşam süresi 70-71 civarlarında. Aslına bakılırsa, yaşam süremiz her geçen yıl daha da artıyor. Binlerce yıl önce ortalama, 30-40’larda seyrediyordu. Fakat iyice hızlanan tıp alanındaki gelişmeler sayesinde, kısa bir sürede ortalama insan ömrü nü iki katına çıkarmayı başardık bile.

Teknoloji, yaşam süremizi daha ne kadar artırabilir?

Peki bu işin sonu nerelere varacak? Teknoloji, yaşam süremizi daha ne kadar artırabilir? Sınıra yaklaştık mı, yoksa daha yeni mi başlıyoruz? Bu soruların cevabı, biyolojik mekanizmalarda gizli.

İlk iş olarak, canlılarda yaşam süresini belirleyen mekanizmaların işleyiş biçimini anlamak yatıyor. Bazı hayvanlar, genlerindeki kodlamalar nedeniyle yavruları yumurtadan çıkar çıkmaz ölüyor Bazıları ise genleri nedeniyle yüzlerce sene yaşayabiliyor. Farklı canlı türlerinin genleri arasındaki farklılıkları bulmak, yaşam süresini belirleyen mekanizmaları anlamak açısından kritik öneme sahip.

Bilim insanlarının Teorisi

Bilim insanlarının bu konuda son derece etkileyici bir teorisi var. Teoriye göre evrimsel mekanizmalar, bireyi değil; direkt olarak türü ön planda tutuyor. Yani bireysel bir evrim mekanizması değil, toplumsal bir evrim mekanizması mevcut. Bu mekanizma, tek bir bireyin uzun süre yaşayıp çok fazla kaynağı tüketmesinden se, yeni bireylerin oluşmasını ve onlara da kaynak kalmasını tercih ediyor.

Bu mekanizmanın mantığını anlamak için kendi türümüz üzerinden hareket edip bir hesaplama yapalım. UNICEF verilerine göre dünyada bir günde 350 bin bebek doğuyor, yani 8 yılda 1 milyar bebek dünyaya geliyor. 200 yılda 25 milyar bebeğin doğmasıyla, nüfus 33 milyara kadar çıkıyor. İnsan sayısı arttıkça doğan bebek sayısının da artacağını düşünürsek, 33 milyarı 50 milyara yuvarlaya biliriz. Yani hemen bugün ölümsüz olsaydık, sadece 200 yıl sonra nüfusumuz 50 milyara çıkacaktı.

Kaynaklar hızla tükenecek

Gezegenimizin 8 milyar insanı bile zor idare ettiğini düşünürsek, 50 milyar insanın yaşaması tam bir felaket olacaktır. Kaynaklar hızla tükenecek; yiyeceği bırakın, içecek su bulmak bile zorlaşacaktır. Böylece türsel bir yok oluş sürecine adım atmamız ve gezegendeki tüm canlıların da bizimle birlikte yok olup gitmesine neden olmamız çok yüksek ihtimal. İşte genler, tam da bu nedenle, bireyin iyiliğinden çok türün tamamının iyiliğini düşünüyor ve kaynakların gelecek nesillere de kalmasını sağlamak için türün bireylerini optimum bir ömür süresiyle sınırlıyor olabilir.

Advertisement

Peki bu mekanizmayı tamamen devre dışı bırakmasak da, bir miktar da olsa kısıtlarsak nereye varabiliriz? Bilim insanlarının matematiksel modellemelerine göre, böyle bir başarı elde edersek, insan ömrünü şu anki haline göre 7-8 kat uzatmak mümkün. Bu da yaklaşık 500 yıla denk geliyor. Yani bilime göre insan ömrünü, maksimum 500 yıl civarlarına çekebiliriz gibi görünüyor.

Teknoloji

Big Bang Startup Challenge 2023’te 1,28 milyar TL’lik rekor

İki gün süren etkinlikte girişimciler 8 sektörel dikey sahnesinde sunumlarını gerçekleştirdi.

İTÜ ARI Teknokent Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gülsün Sağlamer, etkinlikte dünyadaki başarılı teknoloji ve inovasyon ekosistemlerinin hangi kriterlere bağlı olarak bu başarıyı elde ettiklerine dair yapılan araştırmalara değinerek, İTÜ ARI Teknokent’in başarısının da benzer kriterlerden kaynaklandığını vurguladı. Prof. Dr. Sağlamer konuşmasını “Ülkemizin geleceği siz gençlersiniz” diyerek bitirdi.

Big Bang Startup Challenge’ın ikinci gününün açılışında bir sunum gerçekleştiren İTÜ ARI Teknokent Genel Müdürü Prof. Dr. Attila Dikbaş ise, “Kurulan ilk teknokentlerden biri olarak bu yıl 20. yılımızı kutluyoruz. Ülkemizin kuruluşundan itibaren üstlendiği teknolojiye dayalı milli kalkınma seferberliği kapsamındaki misyonumuzu devam ettiriyoruz. ‘Türkiye’deki Teknoloji Geliştirme Bölgeleri için örnek bir rol model yaratmak’ misyonuyla her zaman Birlikte İleriye anlayışını benimsiyoruz. İTÜ ARI Teknokent’i kurarken yaşayan, yaşatan, öğrenen ve de öğreten sinerjik bir ekosisteme dönüşmesini hayal ederek inşa etmiştik. Bugün geldiğimiz noktada hayallerimizin çok daha ötesine taşıdık bu yapıyı. O yüzden de kendimizi Global Ekosistem Kurucusu olarak konumlandırıyoruz. Kurduğumuz ekosistemin en önemli birimini ise bu yıl UBI Global tarafından dünyanın en iyi üniversite kuluçka merkezi seçilen İTÜ Çekirdek oluşturuyor. İTÜ Çekirdek’i hayata geçirdiğimiz sene, yılda sadece 478 başvuru almışken şimdi yılda 7 bini aşan başvuru alıyoruz. O yıl sadece 11 girişimi destekleyebilmişken şu anda yılda 500’ü aşkın girişimi destekliyoruz. Big Bang’in ilk senesinde girişimlere yatırım hiç yapılmamıştı. Sağladığımız ödül ise sadece 100 bin TL idi. Geçtiğimiz seneye baktığımızda ise 341 milyon TL’lik ödül, nakit ve yatırımı girişimlerle buluşturduğumuzu görüyoruz. Bugün ise rekora imza atmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bu başarı İTÜ ARI Teknokent ekibinin olduğu kadar paydaşlarımızın, mentorlarımızın, girişimcilerimizin, yatırımcılarımızın” dedi.

İTÜ ARI Teknokent Girişimcilik Programları ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Arzu Eryılmaz da İTÜ Çekirdek’in başarısını etkileyen kriterleri anlattığı sunumuyla sahnede yer aldı. Eryılmaz konuşmasında “İTÜ Çekirdek’te sadece yılda 500 girişime destek olan bir kuluçka merkezi olmakla kalmıyor, her yıl Big Bang’ten sonra seçilen 40 girişime butik bir kuluçka programı sunuyoruz; koçlarımızın gücüyle birebir satış ve yatırım hızlandırma desteği sağlıyoruz. Ayrıca İTÜ Çekirdek’e giren her girişim artık bizim için ömür boyu İTÜ Çekirdek’li kalıyor. Tüm girişimlerimize hayat boyu mentorluk vermeye, desteğimizi sürdürmeye devam ediyoruz.”

Rumico

Advertisement
Devamını Oku

Teknoloji

Çalınan iPhone için yeni güvenlik önlemi

‘Çalınan cihaz koruması’ özelliği, ikinci bir güvenlik katmanı oluşturuyor ve şifresi bilinse dahi kullanıcının yanında olmayan telefona yetkisiz erişimi engelliyor. Telefon, sahibiyle ilişkilendirilmeyen konumda kayıtlı şifreleri göstermekiçin Face ID’ye ek olarak şifre isteyecek. Hırsız, yalnızca şifreyle cihazda hiçbir değişiklik yapamayacak veya bu ayarları göremeyecek.

Rumico

Devamını Oku

Teknoloji

“Gönül Bağı” ilk mezunlarını verdi

Üniversite öğrencilerine yönelik Geleceği Yazanlar Programı kapsamında sınıf içi eğitim kısmını tamamlayanlar Hatay’da sertifikalarını aldılar. Üniversiteli gençlerin eğitimi staj ile devam edecek ve başarılı olan adayların Turkcell ve grup şirketlerinde istihdam edileceği açıklanmıştı.

Ayrıca, şirketin bulut tabanlı oyun platformu GAME+ markasının katkılarıyla TÜBİSAD’ın (Bilişim Sanayicileri Derneği) kurduğu Teknolojik Eğitim Sınıfları’nda gerçekleşen kodlama eğitim programı da mezunlarını verdi. Hatay’ın Samandağ ilçesindeki Jan ve Suphi Beyluni Anadolu Lisesi’nde ve Defne ilçesindeki Muhtar Ahmet Yiğitoğlu Ortaokulu’nda 7 hafta sonu süren toplam 112 saatlik eğitimi başarıyla tamamlayan ortaokul ve lise öğrencileri de düzenlenen törenle sertifikalarını Turkcell yöneticilerinden aldılar.

Eğitimlerle ilgili bilgi veren ve bölgeye yönelik istihdam seferberliğine yönelik açıklamada bulunan Turkcell Genel Müdürü Dr. Ali Taha Koç, şöyle konuştu:

“Depremden etkilenen illerdeki afetzede vatandaşlarımız ve onların bölge dışında eğitim gören birinci derece yakınları için ‘İstihdam Seferberliği’ başlatmıştık. Yine bu kapsamda, deprem bölgesindeki eğitim ve gelişim programlarını Turkcell Akademi ile genişletip, bölgedeki 1100 kişiyi istihdam etmeyi ve 7 binden fazla kişiye eğitim vermeyi planladığımızı da paylaşmıştık. Bu programlardan biri olarak TÜBİSAD iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz Game+ kodlama eğitimlerimizin ilki tamamlandı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin yanı sıra Geleceği Yazanlar Programı kapsamında üniversiteli gençlerimizin gelişimlerini desteklemek ve istihdamlarını sağlamak amacıyla bootcamp programları düzenledik. Programları başarıyla tamamlayan ortaokul, lise ve üniversiteli arkadaşlarımız sertifikalarını aldılar. Siber dünyanın labirentlerinde güvenle dolaşan, kod yazmaya başlayan, oyun geliştirebilen gençlerimizin gözlerindeki enerjiyi gördük. İşte tam da gençlerimizin gözlerindeki bu umut için onların yanındayız. Deprem bölgelerindeki insanımızın mesleki becerilerinin artırılması, teknik gelişimlerinin desteklenmesi gibi konularda çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yazılım, yazılım test uzmanlığı, robotik kodlama, bulut teknolojiler, satış ve pazarlama gibi eğitimlerle ülkeye nitelikli iş gücü kazandırmaya devam ederek istihdama önemli katkılar sunuyoruz. Turkcell’in sürdürdüğü projelerde eğitimlerini tamamlayanlar Turkcell, Paycell, Atmosware, Turkcell Global Bilgi ve Turkcell Bayii Satış kanallarında iş bulma imkanına sahip olacak.”

Rumico

Advertisement
Devamını Oku

Trendler