Connect with us

Serbest Bölge

Türkiye-Libya arasında yolculu gemi seferleri 25 yıl sonra yeniden başladı

Türkiye-Libya arasında yolculu gemi seferleri 25 yıl sonra yeniden başladı

Türkiye ile Libya arasında yolculu gemi seferleri 25 yıl sonra yeniden başladı. 2 gün sürecek yolculuk, yük ve araç taşımacılığını da mümkün kılacak.

Türkiye-Libya arasında yolcu gemi seferleri yeniden başladı.

İki ayrı gemiyle Libya ‘nın Misrata kenti ile İzmir arasında gerçekleştirilecek deneme seferlerinde, yük ve yolcunun yanı sıra araç da taşınacak. Haftada bir seferin gerçekleştirileceği Türkiye-Libya hattında yolculuk 2 gün sürecek.

Karanfil Group ile Misrata’dan Kavelay Turizm ve Libya Demir Çelik Şirketi (LISCO) ortaklığıyla hayata geçirilen proje kapsamında, Libya’nın Misrata kentinde düzenlenen törenle ilk gemi Türkiye’ye uğurlandı.

Törene, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Libya İş Konseyi Başkanı ve Karanfil Group Yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Karanfil’in yanı sıra iki ülkeden üst düzey yetkililer katıldı.

Advertisement

25 YIL SONRA SEFERLERİ YENİDEN BAŞLATMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ

Murtaza Karanfil, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye ile Libya arasındaki yolculu seferlerin çok uzun yıllar sonra yeniden başladığını belirterek, “Duygu doluyuz ve çok mutluyuz. Türkiye ve Libya arasında imzalanan Deniz Yetki Alanları Mutabakat Muhtırası ile bu ülkeye denizden komşu olduk. 25 yıldır yapılmayan gemi seferlerini tekrar canlandırıp başlatıyoruz” dedi.

İki ülke arasında yapılan deniz yetki alanları anlaşması sonrası siyasi, politik, askeri ve ekonomik alanlarda yaşanan gelişmelerden bahseden Karanfil, ikili ticaret hacminin 9 ayda 2,3 milyar dolara çıktığını, yıl sonunda 3 milyar doları aşmasını beklediklerini söyledi.

Karanfil, tüm zamanların rekoru olacak bu rakamın potansiyelin çok altında kaldığını belirterek, “Libya, 300 milyon nüfusa hitap eden ve 1,3 milyar nüfuslu Afrika’nın kilidi konumunda. Libya ile ticaret hacmimiz en az 10 milyar dolar olmalı” ifadelerini kullandı.

Misrata ile İzmir arasında düzenlenecek seferlerin iki ülke arasında bir dönüm noktası sayılabileceğini vurgulayan Karanfil, bu sayede ekonomik ilişkilerin daha da canlanacağının altını çizdi.

Advertisement

YÜK, YOLCU VE ARAÇ TAŞINABİLECEK, İSTİKRARA KATKI SUNACAK

Murtaza Karanfil, şirket olarak iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesi için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, bu kapsamda yolculu seferleri yeniden başlattıklarını bildirdi. İlk etapta iki yolcu gemisiyle deneme seferleri başlattıklarını dile getiren Karanfil, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Haftada bir kez düzenlenecek seferlerde yer alacak gemilerimizin her biri 400 yataklı. Biri 1.200, diğeri 700 yolcu kapasiteli. Yük ve yolcu taşımacılığının yanı sıra araçla da seyahat edilebilecek. Gemilerin ortalama 500 araç kapasitesi var. Bu seferler her iki kentin ekonomisini ve turizmini de canlandıracak.”

Karanfil, seferlerin ikili ilişkilere sağlayacağı katkıya değinerek, “Sadece yük, yolcu ve araç taşımayacağız. Seferlerimiz, Türkiye ile Libya arasındaki istikrara katkı sunacak, ilişkileri geliştirecek ve muhabbet taşıyacak. Bu sayede iki ülke halkı birbirine daha çok bağlanacak ve daha çok sevecek” dedi.

BAŞKA ŞEHİRLERE DE SEFER DÜZENLENECEK

Advertisement

Karanfil, seferleri ilk olarak İzmir’e yönelik planladıklarını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ancak ilerleyen dönemde gemi ve sefer sayılarında çeşitliliğe gitmeyi planlıyoruz. Her hafta 3-4 sefer yapmayı, turizm alanında öne çıkan şehirlerimiz ile Libya’yı birbirine bağlamayı planlıyoruz. Hedef rotalarımız arasında İzmir, Marmaris, Antalya, Bursa ve İstanbul var. Bu projemizi genişletmek istiyoruz.”

Karanfil, 800 binden fazla nüfusu bulunan Misrata’da herkesin seferlerin ne zaman başlayacağını sorduğunu kaydederek, vizelerin kaldırılması konusunda yetkililere çağrıda bulundu.

Rumico

Advertisement

Serbest Bölge

Her akşam 21.10’da kapının zili çaldı: Eve gelen siparişler ailenin psikolojisini bozdu

Nizip İlçesi Şıhlar Mahallesi’nde yaşayan 3 çocuk sahibiİbrahim Rauf-Elif Öztürk çiftinin, 2 yıl önce her akşam 21.10’da kapılarının zili çalmaya başladı. Her gün kapıya baktığında kimsenin olmadığını gören çift, çocuklarınoyun oynadığını düşünerek önemsemedi. Daha sonra 112’ye Öztürk ailesinin adresi verilerek yangın, kalp krizi, kavga, fuhuş gibi ihbarlarda bulunuldu. Polis, itfaiye, sağlık ve cenaze araçlarının sık sık geldiği adreste herhangi bir olumsuzluğa rastlanmadı. Öztürk ailesinin şikayetçi olmasının ardından yapılan araştırmada ise ihbarların sim kart bulunmayan bir telefondan yapıldığı anlaşıldı, arayan kişi de tespit edilemedi.

Bir süre sonra, ilçede esnafı arayan kimliği belirsiz kişi, Öztürk ailesinin evine kebap, döner, tatlı siparişi vermeye başladı. Eve gelen esnaflara siparişleri olmadığını söyleyen Öztürk ailesi, ilçedeki esnaflara tek tek giderek durumu anlatarak adreslerine herhangi bir sipariş getirilmemesini istedi. Son olarak Öztürk ailesinin evine, taşınacağı yönünde çağrı yapıldığını belirterek bir taşıma firması geldi. Bunun karşısında şaşıran Öztürk çifti, tekrar karakola giderek şikayette bulundu. Ancak yine bir sonuç alınamadı.

Şeyhmus Tatlıcı’nın hamile eşine cinsel saldırı davasında mütalaa

‘KAPIMA CENAZE ARACI GELDİ’

2 yıldır psikolojik olarak çok etkilendiklerini ve tedavi görmeye başladığını anlatan Elif Öztürk (36), karakol ve savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ancak sonuç alamadığını ifade etti. Öztürk, evine siparişlerin gelmeye devam ettiğini dile getirerek, korku içinde yaşadığını söyledi. Sokağa çıkarken tedirgin olduğunu anlatan Öztürk, “Benim film gibi hikayem var. 2 yıl önce saat 21.10’da kapımızın zili çaldı. 5 ay boyunca da böyle sürdü. Her gün aynı saatte zili çalıp kaçtılar Çocukların yaptığını düşünerek umursamadık ama her gün aynı saatte olmasıyla tedirgin olduk. Sonra bir gün damda uyurken, kapıya cenaze aracı ve polis geldi. Bize evde bir çocuğun düşerek öldüğü yönünde ihbar yapıldığı söylendi. Herhangi bir olumsuz durum olmadığını söyledik. Bu olaydan bir süre sonra bu kez yangın ihbarı yapılmış ve evimize itfaiye araçları geldi. Daha sonra kalp krizi ihbarı ile ambulanslar yolladılar. Bir süre böyle devam ettikten sonra ilçedeki esnafları arayarak evime siparişler göndermeye başladılar. Kebap, döner, tatlı aklınıza ne geliyorsa eve sık sık siparişler gelmeye başladı. Her gelene durumumu anlatıp geri gönderdik. Eve odun kömür bile göndertmiş. Su satan esnaftan damacana ile su sipariş ediyorlar. Son olarak da bir nakliye firması geldi evi taşıyacağımızı söylemişler” diye konuştu.

Haber Detay Görsel Slider

‘DEPREMDE EVİM YIKILDI DİYE ARAMIŞ’

Advertisement

Elif Öztürk, deprem günü dahi insanların canı ile uğraşırken, evlerinin yıkılıp, kendilerinin enkazda kaldığı yönünde ihbar yapıldığını belirterek, “Deprem günü bile evimin yıkıldığını ihbar etmiş. Hiç vicdan yok bunda, o gün mahşer günü gibiydi herkes sokaklarda canı ile uğraşırken, bizim evin önüne ekipler geldi. O gün bile arayıp adresimi vermiş benim de enkazda kaldığımı söylemiş. Ne amaçla yapıyor neden yapıyor bilmiyorum. Şüphelendiğimiz hiç kimse de yok. Bizim kimse ile bir sorunumuz yok, kendi halinde insanlarız. Ben anneyim, sadece yardım istiyorum. Bu kimse bulsunlar ve ceza versinler” dedi.

‘ÖLÜM İLANI BİLE VERDİLER’

Elif Öztürk, sosyal medya hesaplarından kendisinin ölüm haberlerinin paylaşıldığını ve tüm komşularının paylaşımın ardından evine geldiğini de anlatarak, “Nizip’te ilçedeki haberlerin paylaşıldığı bazı sosyal medya hesaplarından benim öldüğüm yönünde haber paylaştırdı. Paylaşımda cenaze defin saati ve taziye yeri bile yazılmıştı. Bunu gören yakınlarım ve komşularım eve geldi. Akrabalarım, komşularım herkes beni aramaya başladı. Beni, diri diri gömdürdü. Yine başka hesaplardan iletişim numaramı paylaşarak evimin satılık ilanı verildi. Polise, savcılığa suç duyurusunda bulundum. Ancak hatsız telefonlardan ihbarlarda bulunuyormuş, esnafı da ya özel numaradan ya da sabit hatlardan arıyormuş. Bu durum bende panik atak başlattı, psikolojik tedavi görmeye başladım. Sokaktan bir ambulans, polis aracı sesi duyunca bile korkuyorum. Çocuklarımı dahi okula götürürken, tedirgin olmaya başladım. Bunu kim yapıyor bilmiyorum ama bir an önce bu sorunun çözülmesini istiyorum” ifadelerini kullandı.

Bahçelievler’de katliam gibi kaza! 4 kişi öldü
Haber Detay Görsel Slider

TAZİYE YEMEĞİ SİPARİŞ ETMİŞ

Şüphelinin ilçedeki bir kasabı arayarak, kayınbabası Şaban Öztürk’ün vefat ettiğini ve taziye için yemek siparişi ettirdiğini de belirten Elif Öztürk, “Eşimin adına taziyeleri var diye bir kasabı arayıp evime bin tane lahmacun yaptırılmış. Yemek hazırlanınca bize getirdiler. Bizim taziyemiz falan yoktu. Artık bizimle beraber esnaflar da mağdur olmaya başladı. Bizim kime ne zararımız oldu bilmiyorum. İnsan insana bunu yapmaz. Artık dışarı çıktığımda bile korkudan arkama bakarak yürüyorum” dedi.

Advertisement

‘SİPARİŞİ CAMİ İMAMI OLARAK YAPTIRDI’

İlçede kasaplık yapan Memduh Ağbalık, bir kişinin iş yerinin sabit telefonunu arayarak, kendisini cami imamı olarak tanıttığını ve Öztürk ailesinin taziyesi için yemek sipariş ettiğini söyledi. Lahmacunu yapıp götürünce evde taziye olmadığını belirten Ağbalık, “İş yerini aradılar ve bize bin tane lahmacun yapmamızı, akşam 19.30’da da Öztürk ailesinin evine getirmemizi söylediler. Arayıp siparişi veren kişi, kendisini cami imamı olarak tanıttı. Zaten ona dayanarak güvendik ve yaptık. Yemeği yaptıktan sonra eve gittik kapıyı çaldık ve durumu öğrendik. Sosyal medyada da bu durumu paylaştım. Yaptığımız lahmacunları da mecburen dağıttık” diye konuştu.

Öztürk ailesinin komşuları ise yaşadıkları sokağa itfaiye, polis ve ambulans gelmesiyle tedirgin olduklarını ancak ihbarların asılsız olduğunu ifade etti.

‘Kargonuzu almadınız hakkınızda icra takibi başlatacağız’ yalanıyla dev vurgun!

Rumico

Advertisement
Devamını Oku

Serbest Bölge

Şeyhmus Tatlıcı’nın hamile eşine cinsel saldırı davasında mütalaa

Merhum iş insanı Şeyhmus Tatlıcı’nın kendisi ile aynı ismi taşıyan oğlu Şeyhmus Tatlıcı ve eşi Melisa Tatlıcı arasında kıskançlık sebebiyle tartışma çıktı. İddiaya göre Şeyhmus Tatlıcı o dönem 8 aylık hamile olan eşini temizlik sopasıyla bacağına vurarak darp etmiş ve eline aldığı kolonya şişesiyle de, “Seni yakacağım” diyerek tehdit etmişti. Melisa Tatlıcı savcılığa sunduğu dilekçede eşinin kendisine cinsel saldırıda da bulunduğunu iddia etmişti.

YARGITAY’DAN DÖNDÜ

Suç duyurusunun ardından Şeyhmus Tatlıcı hakkında, “tehdit”, “hakaret”, “kasten yaralama” ve “cinsel saldırı” suçlarından dava açılmıştı. Yapılan yargılama sonrasında, “tehdit”, “hakaret” ve “kasten yaralama” suçlarından beraat eden Tatlıcı, “cinsel saldırı” suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak tarafların karara itirazını değerlendiren Yargıtay kararı bozmuştu.

İş insanının hamile eşine cinsel saldırı davası sil baştan

İlginizi Çekebilir

“BUNLARI YAPACAK BİR SEBEBİM YOK”

Verilen bozma kararı sonrasında yeniden başlayan yargılamanın ikinci duruşması yapıldı. İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya sanık Şeyhmus Tatlıcı ve Melisa Tatlıcı avukatlarıyla birlikte katıldı. Duruşmada savunma yapan Şeyhmus Tatlıcı, Melisa Tatlıcı’nın iddialarının yaşanmadığını söyleyerek, “Yaşanması için bir sebep yoktur. Suçlamaları tamamen reddediyorum. Melisa’ya bunları yapacak hiçbir sebebim yok. Çocuğumun annesidir. Nazik, kibar ve saygılı bir insanım, kimseye bunları yapacak biri değilim. Mağdure çocuğumun annesidir. Bu konu hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum” dedi.

Advertisement

“LEZYONLAR HAMİLELİKTEN Mİ KAYNAKLI ARAŞTIRILSIN”

Şeyhmus Tatlıcı’nın avukatı ise, dosyada cinsel saldırıya ilişkin hazırlanan bir rapor olmadığını söyleyerek, “Sarıyer Devlet Hastanesi’nden alınan rapor mağdurun eşinden darp gördüğüne dair rapordur. Mağdurda gözlendiği iddia edilen darp ve cebir raporlarının hamilelikten kaynaklanan lezyonlar olup olmadığının tespiti için sunduğumuz mütalaa doğrultusunda ayrıca uzman görüşüne ihtiyaç vardır. Bu konuda Adli Tıp Kurumu raporu alınmalıdır” dedi.

MELİSA TATLICI: “ADALETİNİZE GÜVENİYORUM”

Sanık ve avukat beyanlarının ardından son beyanı sorulan Melisa Tatlıcı ise, şikayetinin devam ettiğini söyleyerek, “Olay sabahı sanık ile cinsel birliktelik yaşamadık. Adaletin tecelli etmesini talep ediyorum. Adaletinize güveniyorum” dedi.

İş adamına

“ÖZEL BÖLGELERİNDE LEZYONLAR VAR”

Advertisement

Melisa Tatlıcı’nın avukatı ise müvekkilinin olaydan sonra sol kol ve sağ elinde sıyrıklar, omurunda ise hassasiyet olduğunu söyleyerek, “Özel bölgelerinde de kızarıklıklar vardır. Sadece özel bölgelerde değil müvekkilimin kolunda da lezyonlar vardır. Bu nedenle cinsel saldırı mevcuttur. Müvekkil ertesi gün gidip muayene oluyor ve bulgular raporlarla sabittir. Müvekkil olay sırasında 8 aylık hamiledir. En üst sınırdan ceza verilmesini isteriz” dedi.

SAVCI 10 YILA KADAR HAPSİNİ İSTENDİ

Alınan beyanların ardından duruşma savcısı esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanığın eylemlerinin, “basit cinsel saldırı” suçunu oluşturduğu belirtilerek 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. Mütalaaya karşı diyecekleri sorulan Şeyhmus Tatlıcı ve avukatları mütalaayı kabul etmediklerini belirterek savunma hazırlamak için süre talep etti.

Sanık ve avukatlarına savunma için süre veren mahkeme sanık Şeyhmus Tatlıcı hakkındaki yurtdışı çıkış yasağı tedbirinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

İş insanı Salih Tatlıcı’nın 3 milyar dolarlık miras davasında yeni gelişme

Rumico

Advertisement
Devamını Oku

Serbest Bölge

Kan donduran cinayet! Öldürülmeden 2 saat önce katilleriyle tartıştı

Olay, dün gece saatlerinde Gaziantep’te Güneş Mahallesi’nde meydana geldi. Yeter ile henüz kimliği belirlenemeyen kişiler arasında sokakta çıkan tartışma, kavgaya dönüştü.

Kavgada Mehmet Emre Yeter tabancayla, bir kişi ise av tüfeğinden çıkan saçmalarla yaralandı.

İlginizi Çekebilir

İhbarla gelen sağlık ekiplerince Gaziantep Üniversite Hastanesi’ne kaldırılan yaralılardan Mehmet Emre Yeter, doktorların tüm çabasına karşın kurtarılamadı. Yeter’in cenazesi, Adli Tıp Kurumu morgunda yapılan otopsisinin ardından defnedilmek üzere yakınlarına teslim edildi.

Polisin yürüttüğü soruşturmada, Mehmet Emin Yeter’in olaydan 2 saat önce parkta tartıştığı, evine döndükten sonra tartıştığı kişilerin sokağa geldiği ve kavganın çıktığı tespit edildi. Polis, olayın ardından kaçan şüphelilerin yakalanması için çalışmalarını sürdürüyor.

Atatürk’ün fotoğrafına çirkin hareketler yapan lise öğrencisinin ifadesi ortaya çıktı
Her akşam 21.10’da kapının zili çaldı: Eve gelen siparişler ailenin psikolojisini bozdu
Advertisement

Rumico

Devamını Oku
Advertisement

HAFTANIN ŞARKISI

Advertisement

Trendler